12 Temmuz 2010 Pazartesi

11 Temmuz'da Saraybosna'daydım Şekerim...

Ayy.. Çok acı yaa.. Bi görsen.. her yer mezarlık valla.
Ama Boşnak kahvesi içmelisin mutlaka  ..
Bir dahaki 11 Temmuzda birlikte gidelim söz ver bak ! ...
...
...
...
Artık moda haline gelmiş 11 Temmuzlardan birini daha dün idrak ettik.

Srebrenica Soykırımı'nı Anmak...
Bosna'da bundan 15 yıl önce yapılan büyük soykırımın en göze çarpan parçası. Uluslararası mahkemelerce "soykırım" olarak kabul edilen tek bölümü Bosna Soykırımı'nın.
Neden ?
Zira o kadar açık.. o kadar net ki yaşananlar. Artık kıvıracak, inkar edilecek tarafı kalmamış. Belgelenmiş, ispat edilmiş, belgeleri yok edilememiş, sümen altına atılamamış diğerleri gibi.
Çünkü ağlıyormuş belgeler.. bağırıyormuş.. kan damlıyormuş her yerlerinden.


BM askerlerinin Sırp kasaplarına teslim ettiği binlerce silahsız insan..
Kadınlarına yüzlerce kişi tecavüz etmiş. Hamile bırakılan kadınlar doğurana kadar salınmamış kapatıldıkları tecavüz kamplarından. Erkeklerine defalarca sıkılmış kurşunlar. Çocukların kafalarıyla top oynanmış.. İnsanlar öldürülmüş.. gömülmüş.. Toprağın altında çürüyen cesetleri saklayan gizli toplu mezarlar; sırp kepçeleriyle tekrar kazılmış..
Zavallı çocukların kolları bedenlerinden kopartılıp başka mezara gömülmüş ..
Bacakları başka mezarlarda kalmış. Kafaları babalarının yanında, küçük bedeleri annelerinin, elleri belki de hiç tanımadığı birinin kollarında...
Bir ölü, 10 mezarda yatmış Bosna'da.. Neden ? Cesetler teşhis edilemesin diye. Edilememiş de.. Bugün 30.000 kayıp ceset var hala Bosna topraklarında yatan...


Şimdi, Saraybosna'ya turlarla gitmek.. Orada yaşananları, hala kendi katilleriyle aynı şehirde yaşamak zorunda bırakılanları.. yani geride kalan Bosnalıları seyretmek için turistik seyahatlere çıkmak.. Onlara bakıp acımak.. onlara acırken kendi halimize şükretmek ikiyüzlülüğünü yapmak zamanı değildir.

Şimdi.. bilmek zamanıdır. Neler olduğunu, neler yaşandığını, neden yaşandığını..
Aynı tekrarların neden hep mazlum halklar üzerinde yaşandığını bilmek zamanıdır.


Şimdi.. olayları popüler medyadan değil, derinlerde saklanan, zor ulaşılan belgelerden öğrenmek zamanıdır. Ama, çaba sarfederek..
Arayarak.. Zorlanarak.. Terleyerek !


Bilen insan korkutur zalimi.
Zira; hayatı iyi bilen, kendisini iyi bilen,
zalimi de iyi bilir... kolayca çözer .
Zalimler en çok... okuyan adamdan, bilen kadından korkar..


Ve bugün okuyup öğrenenler, bir sonraki 11 Temmuz'da başka şeyler görecekler Bosna'ya baktıklarında...
Ve bilmeniz gerekenlerin linkini ben vermeyeceğim buradan.
O kadar kolay olmayacak.
Öğrenmek bedava olmayacak..
Siz uğraşacak, siz didinecek, siz bulacaksınız.
En iğrenç işkenceleri, en acımasız ölümleri içinizde hissedeceksiniz. Nihada anısına okunan "Srebrenica İnferno" yu dinlerken, boğazınıza kan dolacak, burnunuzda ölümü koklayacaksınız... Beethoven dinler gibi gözlerinizi kapatıp ritm tutamayacaksınız o zaman...  

Ruhun şâd olsun Bosna ve zalimin elinde can vermiş tüm mazlumlar...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Elinize sağlık.Duygu ve düşüncelerime tercüman olmuşsunuz.